11 Temmuz 2024 Perşembe

Bi' gece yarısı.

Nereden başlayacağımı bilmediğimde hep bomboş sayfadaki imlecin yanıp sönüşünü izlerim. O noktadayım. Yazıp kurtulmam lazım bi' yerde. "Yazmasaydım delirecektim" diyor ya şair; yazmaktan daha iyi akıl sigortası ben de bilmiyorum. 

Kendimi onarmak için adeta sığındığım yazlık evimizin verandası. Lavanta kokusu ve çam ağacı sesi. "İnsan bi' gece yarısı aniden yorulur" diye mırıldandım az önce kendime. Birkaç saat önce ev ahalisi ağladığımı görmesin diye yine bahçeye kaçmıştım, köpeğimiz Siyah'ın peşine koşma numarasıyla. O koşma esnasında yoruldum. Onca yıl koştum, hep bir yerlere koştum. Son dört ay kalbim kırık koştum. Dizlerimi tutup bi' süre olduğum yerde durmak istiyorum. 

Psikiyatrmla iki hafta önceki son görüşmemizde depresyonda olduğumu öğrendim. Öğrendim diyorum çünkü o depresyonun içindeyken nerede olduğumu, ne kadar battığımı pek görememişim. Hayatımda ilk defa aynı anda dört farklı psikotik ilaç reçete edilince "Vardır bi' bildiği doktor hanımın" deyip bilime rutin saygı duruşumda bulundum. Sadece ilaç içip uyuduğum günlerden sonra ilaçların da etkisiyle beklenen açılmayı yaşadım. "Ben burada ne yapıyorum ki şimdi?" diye titreyip kendime geldiğim büyülü bi' an. Sonrası biraz kendiliğinden aktı. Neticesinde beni de çok üzdüler ama sonra kalkıp yine haber yazdım. Haber yazdıkça kendime geldim. Yaşamın içinde kaldım. 

Sonra bi' sabah avukatım dava dilekçesini tamamladığını söyledi. Ertesi gün de başvuruyu yaptığına dair ekran görüntüsü attı. O sırada abimle verandada oturuyorduk. Fotoğrafı gösterdim. "Yolun açık olsun kardeşim, hepsi geçecek" dedi. Uzun uzun sarıldık. Ben sonra yine bahçeye kaçtım. 

Birkaç hafta davanın açıldığını duyuracak gücü kendimde bulamadım. Sessiz sedasız kendimi onarmaya çalışırken, sağlıklı rutinler planladım. Psikiyatrmın tavsiyesiyle yeni bir şey öğrenmeye başladım. Sabah programıma köpeklerle koşu ve yoga ekledim. Geniş ailemle sık sık bir araya gelip bol bol sarıldım. Son 10 yılımın iş temposunu düşünürsek, onlarla böyle doya doya vakit geçirmek sandığımdan daha da şifa oldu. 

Dün sabah kalkar kalkmaz çalışma masama oturdum. "O gün, bu gün" dedim ve kendi haberimi tamamlayıp basın kuruluşlarına e-maille gönderdim, basın açıklamamı da sosyal medya hesaplarımda paylaştım. Sonrası yoğun bir iletişim süreci. 

Gece yarısına kadar ev ahalisiyle verandada oturup süreci hep birlikte takip ettik. Artık yapılabilecek her şeyi yapmış olmanın haklı ferahlığıyla davadan başka konularda da şaka yapıp kahkaha atabildik. Evin huzur iklimi bile bi' anda değişti. Hep birlikte aynı masada oturup her şeye gülmeyi de özlemişiz, her şeye rağmen. 

Şimdi, yapılacaklar planlı yaşanacaklar azıcık blurlu tahmin. Bundan beş ay önce bu yaşayacaklarım anlatılsa, "Abartmasan mı biraz? " diye sorabilirdim ama yüzüm yok şu an öyle bir soru sormaya.

İnsanın aniden yorulduğu bi' gece yarısındayım. Yıllar sonra baktığımda "Ben bunları da atlatmışım" demek için yazıp hafiflemeliydim. Şifayı uzakta aramayacağım. Dizlerimi tutup bi' süre olduğum yerde duracağım. Hayatımda ilk defa haksızlığa uğradım, ben de afalladım. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

12punto

 

 
 
                                           Haberin devamı için: 12punto.com.tr

16 Mayıs 2024 Perşembe

Gazete Gerçek- Gülsüm Atik Köşe Yazısı

 

***

Atakum Belediyesi ile ilgili diğer bir konu da sahada muhabirlik ve haber müdürlüğü yaptığım yıllarda, birlikte haberlere gittiğim gazeteci arkadaşım Zerrin Somuncu'nun başına gelenler.

Zerrin Somuncu bir önceki başkan Cemil Deveci döneminde, başarılı bir gazetecilik yaşamı sürerken, belediyenin basın birimine transfer edilmiş bir arkadaşımızdı. Deveci döneminde de Atakum Belediyesi ile ilgili servis ettiği haberlerle, belediyenin hizmetleri ve çalışmaları konusunda, Samsun basını bilgilendirmek noktasında, ekipteki diğer arkadaşlarıyla birlikte büyük katkı sundu.

Ancak Zerrin Somuncu, 31 Mart yerel seçimleri sonrasında belediye başkanlığına seçilen Serhat Türkel tarafından, kendi basın açıklamasına göre belediyenin düğün salonunda temizlik işlerine sürüldüğünü söylüyor.

Zerrin Somuncu, Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen basın kartı bulunan aynı zamanda Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti'nin de üyesi olan çok başarılı bir gazetecidir. Yılların gazetecisi olarak, Samsun basınında işine gösterdiği sevgi ve saygının yanında, haber konusunda bir hayli titiz olduğuna ben de şahidim.

Bu yaşananlardan Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel'in haberinin olmadığına inanıyorum. Aksine Sevgili Zerrin, gerek deneyimi gerekse çalışkanlığıyla yeni başkana basınla olan ilişkilerinde büyük katkı verecek, gerek dünya görüşü gerekse özgür basına olan inancıyla mevcut yönetimle aralarında hiçbir sorun çıkmayacak gazeteci arkadaşlarımızdan birisi çünkü.

Konunun bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığına olan inancımla, gazeteci arkadaşımıza yapılan bu haksızlığın bir an önce düzeltilmesini umut ediyorum!

 

Basın Açıklaması





 

"Basın kartı sahibi gazeteci, basın biriminden temizliğe gönderildi"

 

Haberin tamamı için: ekranhaber.com

İHA


 Haberin tamamı için: iha.com.tr

Atakum Belediyesi'nde Gazeteciye Sürgün Şoku!

 
Haberin devamı için: samsunmanset.com
 

15 Mayıs 2024 Çarşamba

Gazetecilik Sürgün Edilemez!

Ben Zerrin Somuncu. Memleketim Samsun’da son 10 yılı aşkın süredir gazetecilik görevimi sürdürüyorum. Üniversiteyi bitirdikten sonra hemen Samsun’a dönüp mesleğime başladım. 2017 yılında, büyük bir gururla taşıdığım T.C. Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen basın kartımı almaya hak kazandım. Yine büyük bir onurla Samsun Gazeteciler Cemiyeti ve Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti üyesiyim. Mesleğimde binlerce haber, röportaj ve araştırmaya imza attım. Aynı zamanda televizyon ekranlarında kentin gündemini izleyiciye aktardım.

31 Mart 2019 seçimlerinin ardından mesleğimi, Atakum Belediyesi’nde “Gazeteci” ünvanıyla “Haber Merkezi Sorumlusu” göreviyle sürdürdüm. Belediye-medya ve belediye-yurttaş arasındaki haber/bilgi köprüsü oldum. Ekibimizle ayda ortalama 40 haberi medyaya servis ederek belediye başkanının ve belediyenin faaliyetlerini kamuoyuna duyurduk.

31 Mart 2024 seçimlerine kadar…

Seçim sonrasında yapılan görevlendirmelerle, herhangi bir gerekçe göstermeksizin “Başkan talimatı” denilerek “Temizlik Görevlisi” olarak yeni görevime başladım.

Görevlendirme yapılmadan önce ise mazbata alındığı günden itibaren 38 gün boyunca tarafıma herhangi bir görev verilmedi ve belediye hizmet binasının 6. katındaki “Haber Merkezi” ofisimizde “oturmamız” söylendi. Ekipten 4 arkadaşımla birlikte bize söyleneni yaparak belediye yönetiminin oluşturulmasını bekledik. Bu süreçteki tüm toplantı taleplerim sonuçsuz kaldı. “Öğleden sonra geleceğiz”, “Yarın geleceğiz” denilerek toplantı süreci uzatıldı ve o toplantı hiç yapılmadı. Birim müdürümüzle birebir görüşmemiz engellendi. Suç isnat edildi ve “oturtulduğumuz” odanın önünde “oturması” için görevlendirilen iki personel tarafından gerek sözlü gerekse jest ve mimiklerle baskı yapıldı.

14 Mayıs 2024 tarihinde, “Müdürlüğümüz Düğün Salonu biriminde temizlik görevlisi olarak görevlendirildiniz” yazılı görevlendirme tebliği Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nce tarafıma ulaştırıldı. Tebliği imzalayarak görev yerime gittim ve benimle Düğün Salonu Müdürü olarak tanıştırılan amirimden yeni görevlerimi “Hep pırıl pırıl olmalı” uyarısıyla sözlü olarak aldım ve ardından yeni görevimi yapmaya başladım. Ekibimizdeki fotoğrafçı arkadaşımız Fen İşleri Müdürlüğünde taş parke döşeme görevine, kameraman arkadaşımız da Temizlik İşleri Müdürlüğünde sokak süpürgeciliği görevine sürüldü. Her iki mesai arkadaşım da tıpkı benim gibi yeni görevlerine başladı. Görevlendirilmelerden önce ise ekibimizden üç kişinin de işine son verildi.

Konunun haksızlığının farkında olan belediye bürokratlarının, bağlı bulunduğum meslek örgütlerinin ve meslek büyüklerimin çabalarına rağmen, başkanlık makamı ile haksızlığın düzeltilmesi konusundaki günlerce süren olumlu iletişimler maalesef sonuçsuz kaldı. 

4 Mayıs Dünya Gazeteciler Günü’nde yayınladığı mesajında “Eşit, özgür ve demokratik ortamda mesleklerini icra edebildikleri, aydınlık ve refah bir gelecek için hep birlikte mücadele edeceğiz” ifadeleriyle günümüzü tebrik eden Atakum Belediye Başkanımız Serhat Türkel başta olmak üzere aydınlık bir gelecek için mücadele eden tüm meslektaşlarımı, meslek örgütlerini ve sendikaları, son 5 yıldır benim ellerimle yoğun bir emekle yazılan haberlerle Atakum Belediyesi’ni takip eden Atakumluları, mücadelemizde yanımızda olmaya çağırıyorum.

Halka hizmet vermekle sorumlu kurumların yapısına ve işlevselliğine ağır zarar veren “sürgün zihniyeti”nin son icraatının dimdik karşısında duruyor, mücadelemde yanımda olmanızı diliyorum.

#GazetecilikSürgünEdilemez